Moda sektöründe varolmaya çalışmak, her geçen an değişen ve değişirken de aynılaşmaktan çoğu kez kaçılamayan bir alanda hareket etmek demek. Bir karganın ağır aksak yürüyüşlerinden gökyüzünde süzülürkenki rahatlığı ve estetikliğine anlık geçişler yapabilmek belki de…Ya da ötekinin varlığında kendini unutmak…Sadelikle barışıp benliğinizi üzerinize giyinirken karşınızdakini de unutmamak…Böylece kavramlarla tasarım yapan ruhunuzu geliştirirken kıyafetlerinizde kendinize özgü anlam dünyanızı yansıtır hale gelmek…Moda dünyasında bu gelip geçici göçebe ruhlar arenasında fark yaratan bir isim, Hatice Gökçe giydikleri ile kendilerini dışa vurma imkanı tanıyor.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra aynı yıl kendi ismini taşıyan atölyesini kuran Hatice Gökçe yaptığı işlerde deneysellikten hiçbir zaman vazgeçmiyor. Kent yaşamının hızına ayak uydurmak için çabalayan modern centilmenlerin hareketlerine ve dokunuşlarına tasarım ile estetik yumuşaklık duygusunu işliyor. “Zihninin ışığı ile ruhu yaşantısı ve topraklarında erdem ile özgürlük duygusunu aradığını ifade eden Gökçe’nin tasarımlarında zaman zaman doğal yünlerden üretilen biomorfik kesimli yapıları ile takımlar ve gri siyah tonlarındaki gabardinler ön plana çıkıyor.
Tasarımlarında yenilikçi kumaş dokuları ile oynamayı seven tasarımcı detayların hakim olduğu kıyafetlerini yaratırken dinamik açık uçlu bir yaratım sürecini izliyor.
Tükiye’de sofistike erkek giyimi dendiğinde ilk düşünülen isimlerden Hatice Gökçe, tasarımcı kimliğinin yanı sıra Hatice Gökçe Moda Tasarımcıları Derneği’nin kurucu ve yönetim kurulu üyeliği gibi görevlerde de bulunuyor. Önemli kuruluşlara moda tasarım danışmanlığı hizmeti de sunan Gökçe bir sosyal sorumluluk projesi olan “Argande”nin tasarım koordinatörü olarak görev alıyor. Farklı toplumsal ve kişisel olgular ile nesneleri kıyafetlerinde cisimleştirerek biraraya getirmeyi hedefleyen tasarımcının Unique Design’dan, En İyi Tasarım’a kadar çeşitli ülkelerden aldığı pek çok ödülü bulunuyor.